malzemeler
- İçi için:
- 1 kilogram yağsız kıyma.
- 1 kilogram soğan.
- Bol ceviz.
- 1 demet maydonoz.
- Karabiber.
- Kırmızı pul biber.
- Dışı için:
- 750 gram yağsız, çekilmiş et.
- 5 su bardağı ince bulgur.
- 1 su bardağı irmik.
- 1 soğan.
- 1 tatlı kaşığı biber salçası.
- Tuz
Annem içini hep bir gün önceden ya da sabahtan hazırlar. Sebebi, için buzdolabında soğuması. Eti ve soğanı ayrı ayrı kavuruyor ve sonra birleştiriyor. Biraz daha kavurduktan sonra içine; irice kırılmış cevizi, karabiber ve kırmızı biberi, maydonozu ekliyor. Cevizi robottan asla geçirmez, çoğunlukla babam elinde kırar. Maydonoz pişirilmez, hepsi piştikten sonra içine eklenir. cevizler de en son katılır. Bunlar işin püf noktaları.
İçli köftenin dış malzemeleriise karıştırılıp yoğurulur. Bulgur ince olmalı ama irmik kadar ince bulgurdan bahsetmiyorum, ondan biraz daha irice olmalı. Dışı için yazdığım tüm malzemeler aynı anda büyükçe bir tepsiye konuluyor. Su eklemeden hepsi karıştırılıp güçlü bir şekilde ezilerek yoğuruluyor. Sakın ıslatmayın!!! İlk başta kuru olmalı. İyice karıştıktan sonra yoğurmaya devam ederken kuruduğunu hissettiğinizde bir fincan bir fincan su eklemeniz gerekir. Azar azar ekleyiniz ki suyu hamura yedirmeniz kolay olsun. Ne zaman su ekleyeceğinizi hamurun sertliğinden anlarsınız. Kuru hamur birleşmez, sert olur. Azar azar su ekleyerek kıvamı tutturacağınıza eminim. Annem, olmuş hamuru tutup tepsiye havadan bıraktığınızda tüm olarak dağılmadan düşeceğini, sakız gibi olacağını söyledi. Fotoğraflarda hamur görünüyor. Hafif parlak oluyor. Annem, eğer çok su katılmışsa, irmik veya un ekleyerek de toparlanabileceğini söyledi. Yoğurma oldukça uzun süren yorucu bir işlemdir. Bu aşamadan sonra iş el sanatlarına geliyor. Annem usta, ben çırak köftelere şekil vermeye başladık. Bu esnada fotoğrafları eşim çekti.
Önce elinize bir küçük parça alıyorsunuz ve elinizde yuvarlıyorsunuz. İlk küçük karede gördüğünüz benim elim. Yuvarladığınız parçayı içi boş hale getirmek için bir elinizde döndürürken diğer elinizin parmağı ile içini açıyorsunuz. Her açma ve döndürme hareketinde elinizi açıp kapatarak şekil veriyorsunuz. İkinci küçük karede annemin eli içi açılmış köfteyi inceltiyor. O kadar hızlı yapıyor ki yakalamak çok zor. Hem çok hızlı hem de hatasız. Tüm yaptıkları birbiriyle aynı oluyor. İncecik açıyor. Kalın olanlar benimkiler. :)
Üçüncü küçük karede, içini dolduruyor. Sanırım fotoğrafta için ne kadar konulması gerektiği anlaşılıyor. Dördüncü karede kapatma hareketi başlıyor ve beşinci küçük karede de benim yavaş ellerim köfteyi kapatıyor. Yine köfte tek elle çevriliyor, diğer el de kapatırken fazlalığı ucuna doğru itiyor ve fazlalık ucunda koparılıyor.
Bu işlemler yapılırken elinizi arada bir ıslatmanız gerekiyor, o yüzden yanınızda bir kase su olması gerekli. Tümü bittiğinde bacaklarınız uyuşmuş oluyor, kalkarken dikkat edin. :)
Bu köfteleri isterseniz zeytinyağında kızartabilirsiniz ya da haşladıktan sonra teflon tavada az zeytinyağında çevirebilirsiniz. Biz sadece bol kaynamış suya atarak haşladık. Köfteler pişince suyun yüzeyine doğru çıkıyor. o zaman delikli bir kaşıkla çıkarıp tabağa alıyorsunuz. Annem Adana'ya gideceğimiz için köfteleri pişirdikten sonra dondurucuya attı.
Akşam ablamlara gittiğimizde köfteler hala taş gibi sertti. Ama tabii çözülmesini beklemeden hemen tekrar kaynamış suya attık. Çözülmesini beklemezseniz köftelere hiçbir şey olmuyor.
Masa hazırlandığında fotoğraf çekmekte en zorlandığım anlardan biriyle karşılaştım çünkü genelde yemek için sabırsızlanan ve bana acele etmemi söyleyen tek kişi olur karşımda ama bu sefer Mert yalnız değildi. Işık da çok azdı. Ben üç ayaksız çekmeye çalışırken bana sadece yeğenim Deniz yardım etti. Hatta köftelere fenerle ışık tuttu.
Ben et sevmeyen biriyim, hatta et yemezliğe doğru gidiyorum ama itiraf etmeliyim ki annemin içli köftesini soğumadan yemek için ben de karşımdaki bu orduya fazla direnmedim çünkü anneminki gibi içli köfte daha hiç yemedik.
Afiyet olsuuun...
1 yorum:
Bağlantı olduğu için Bloğuma ekledim. Güzel ve Naturel bir Blog Tebrik eder Başarılar dilerim
Yorum Gönder